yürümeye; tekerin, yazının ve ateşin icadından önce başladık,
tüm maddiyatı bıraktık; mutluluk ve hayal kırıklığı adına ne varsa sadece onları yanımıza alıp yola çıktık.
yürüdük,
yürüdük,
yürüdük.
hava karardı sonra, aydınlanmaya ihtiyaç duyduk.
bu yüzden suya yazı yazmaya başladık; adımız hayalperest oldu.
su ateşe döndü sonra; aydınlandık ve dumanlar yükselmeye başladı. önce ateş bulundu; sonra dumanından suya yazdıklarımız okundu.
yola devam ettik.
gördüğümüz her ateşe su atmak yerine her suyu ateş eyledik.
daha çok yazdık.
dumandan göz gözü görmeyecek kadar çok!
ne zaman ki her yer duman oldu, o zaman maddiyat durdu.
insanlar sesi tekrar duydu; sevdiklerini kaybetmemek için ellerini tuttu ve onlara sarılarak uyudu.
ne su bitti bu masalda ne de ateş.
yürüdükçe yazdık, yazdıkça yaktık ve yandıkça tüttük isli kelimelerimizin bir araya getirdiği yalnızlıklarımızda.
birilerimiz su olduk,
birilerimiz yol,
ve hepimiz yolcu;
sadece kimimiz yoldan gittik, kimimiz ırmaktan aktık.
yürüdükçe ve aktıkça da çoğaldık.
rüzgardan yorganlar serdik üstümüze,
ateş böceklerinden gece lambaları yaptık.
yürümeye; tekerin, yazının ve ateşin icadından önce başladık,
bu masalda hepimiz insandık,
ve her şeyden önce düşünmeye inandık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder