Komiser Hakan - Burak'ın Evi 2

- Amma işedin be oğlum!

dedi Çetin, koridordan salona doğru ağır ağır yürüyen Burak'a. Belindeki lastik eskidiği için sağ tarafı topuklarından ağrı yere sürten, iğrenç grilikteki pijamasını sağ eliyle yukarı doğru çekiştirdi sonra da yerine oturdu Burak: "Hakan komserim nerde kaldı acaba?" dedi saate bakarak.

"Sen yağmura inanıyor musun Burak?" dedi Çetin, çakırkeyfi çeyrek geçen kafasıyla. Cevap vermedi Burak, sarhoşluğuna veriyorum der gibi baktı sadece, Çetin devam etti;

- Ben bazen güneşli havada da şemsiye açmak istiyorum. Belki de ben yağmurdan çok güneşi istemiyorum Burak. Niye şemsiye açıyoruz ki oğlum hem? 'Bi duş alıp rahatlayan' insanlar olarak ne alıp veremediğimiz var bizim suyla? Pelin'in beni bi başıma bırakıp gittiği o Çarşamba akşamındaki yağmuru çok seviyorum ben. Ben mal gibi beklerken üzerime çukurdan su sıçratan arabayı da çok seviyorum, belediyenin orada açık bıraktığı çukuru da. Orada öylece beklerken yanıma yanaşıp "Hasta olursun evladım." diyen teyzeyi de çok seviyorum ben; bana gülüp "Salağa bak." diyen gençleri de. Ben hep çok seviyorum da neden kimse sevemiyor beni be abi? Neden yağmurun ortasında bi başına bırakılacak kadar değersiz görüyo beni Pelin. Neden ben onlarca kızla yağmurda ıslanmak zorunda kalıyorum; beni bıraktığı akşamki yağmuru unutmak için. Sen yağmura inanıyor musun Burak? Ben bi "kar"a inanıyorum artık; beyaz, net, neyse o! "Ben senin götünü donduracam kardeşim!" diye diye yağar kar! Ne sinsi sinsi yakar güneş gibi ne de yağmur gibi zatürre eder alttan alttan. Ben artık mevsimlere de inanmıyorum Burak.

"Çetin, tamam oğlum. Şimdi nerden geldin yine Pelin'e. Seni yağmurda bırakmasa sevincinden halay mı çekecektin? Plaket mi verec..."

Kapı çaldı. Burak o kafayla ne kadar seri olabilirse o kadar seri bi şekilde açtı kapıyı. Deri ceketinin bi omzu düşmüş şekilde, kızarmış gözleriyle "Napıyosunuz lan?" dedi. Burak usta bir sarhoş edasıyla derin bir nefes aldı ama kelimeler dökülmedi dilinden, kafasıyla buyur etti onu.

Çetin toparlandı, Burak bir şişe de Hakan'a getirdi.

"Ne konuşuyodunuz?" dedi Hakan, tebessüm ederek Çetin'e bakıyordu. "Asıl sen neden bu kadar içtin abi, evde değil miydin?" dedi Burak cevap olarak.

"Hee evdeydim. Tam makarna yaptım, yanına da bi bardak kola koydum. Burcu'nun fotoğrafının da karşısına oturdum; tam o sırada Zeki Müren'den Sorma Ne Haldeyim çalmaya başladı radyoda." dedi ve sustu Hakan. "Eee abi?" dedi Çetin.

"Eee'si, kolanın asidi benim de tadım kaçtı kilitlenip şarkıyı dinlerken. Ben de bira içtim."

Acı dolu bi tebessüm attı hepsi birbirinin çaresizliğine ve "Şerefe" dediler; birlikte savundukları tek şeye içtiler.

1 yorum:

  1. Merhaba, Mutsuz ve Doyumsuz Bayanlar Adana ve çevresinde yaşayan, Reel birliktelik düşünen, Gizlilik ve Güven İçerisinde İlişki Arayan Seks'te Sınır Tanımayan ve Ne İstediğini Bilen Doyumsuz Bayanların Mesajını Bekliyorumm
    0545 352 25 52 Özele Açık ! Skype™: Dost_erkek01 Whatsapp var

    Merhaba, Evli Çiftler Eşi için Büyük ve Kalın Düşünenler.. ( Fotoğraf ispatlı ) Eşinizin Mutluluğuna Engel Olmayın 0545 352 25 52 Özele Açık! Whatsapp Var Skype™: Dost_erkek01 Not:Tek Erkeqim.. Deneyimim var.

    Merhaba, Grup seks fante*zisini gerçekleştirme düşüncesinde olan Kararlı Samimi Paylaşıma Açık Gizliliğe Önem Verenler

    * Evli Çiftlere 3. Tek ERKEĞİM!

    * Kocasının yanında bir başka tene dokunma arzusu olan

    * Tost olmayı arzulayan bayanlar

    * Karısı gözlerinin önünde başka bir tene dokunurken aldığı hazzı görmek isteyenler beyler

    * Sizi tanıyan sizin hassasiyetinizi bilen gizliliğe önem veren deneyimli güvenilir sırdaş samimi dost olarak tanışmak isteyenler

    * 0545 352 25 52 Özele Açık ! Skype™: Dost_erkek01 Whatsapp var

    YanıtlaSil